İktidar partisi lideri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ana muhalefet lideri Özgür Özel arasındaki ikinci buluşmanın siyasete ve Türkiye’ye nefes aldıracak bir gelişme olduğu konusunda toplumda geniş bir mutabakat var.
Ancak öyle anlaşılıyor ki toplumda oluşana bu memnuniyet havası MHP lideri Bahçeli’nin pek hoşuna gitmemiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP lideri Özel ve katledilen Ülkü Ocakları eski başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le görüşmesinin hemen ertesinde “AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da Altılı Masa’nın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir. Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek” şeklinde bir açıklama yapması, Cumhur İttifakı’nda serin rüzgarlar estirdi.
Bu çıkışların, ittifakı dağıtacak bir nitelik taşıdığını söylemek elbette mümkün değil. Çünkü her iki lider de birbirlerine hem mecbur hem de mahkumlar, dolayısıyla bu ittifakın bir dargın, bir barışık sürmesi gerekiyor.
Ama AK Parti’nin özellikle 31 Mart mağlubiyetinin ardından yeni bir mecburiyete daha ihtiyacı var, o da ana muhalefetle ‘yumuşama’ politikalarını sürdürmek… Çünkü AK Parti özellikle son 7-8 yılda sürdürdüğü kutuplaşma politikaları yüzünden büyük kan kaybetti. Eğer negatif çizgide siyaset yapmaya devam ederse ve de MHP’nin karışık işleri arasında kaybolup giderse, halen büyük hasar almış bulunan toplum nezdindeki ‘güvenini’ tümden kaybedebilir.
Siyasette ve toplumda ‘normalleşme’ye pek sıcak bakmayan Bahçeli’ye rağmen, Türkiye’nin normalleşmeye şiddetle ihtiyacı var. Şu ana kadar, “yumuşama-normalleşme” adımlarının iktidar tarafından icat edilen bir oyalamadan ibaret olduğu şeklindeki yorumları mutlaka bir yere not edelim ama bu yeni durumun Türkiye için kesinlikle hayırlı bir başlangıç olması yönündeki umuda da güçlü bir destek verelim.
Çünkü biz bu ülkede yaşıyoruz, hukuktan eğitime, dış politikadan emeklilerin sorunlarına kadar her konunun, iktidar ve muhalefetin oluşturacağı ortak akılla çözülmesinden sadece mutluluk duyarız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP genel merkezinde Özgür Özel’le buluşmasında müzakere edilen konuların detaylarına baktığımızda, meselenin sadece bir görüntüden ibaret olmadığını, iktidarla muhalefet arasında belki de ilk kez çözüm odaklı bir uzlaşma zemininin oluşmakta olduğunu söyleyebiliriz.
Her zaman olduğu gibi yine de ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olmakta yarar var belki ama galiba bu kez memleketin can yakıcı sorunları konusunda ortak adımlar atılabilecek…
Özgür Özel’in Erdoğan’la paylaştığı problemler arasında asgari ücret, emekli maaşları, kayyım uygulamaları, Gezi Davası tutukluları ve belediyeler ile ilgili konuların bulunduğunu biliyoruz. İktidar ve muhalefetin, Türkiye’nin bu hayati meselelerine birlikte çözüm üretmesine kim itiraz edebilir ki…
Evet iktidarın işi hiç kolay değil, bir tarafta normalleşmeye mesafeli duran küçük ortağı MHP var, bir tarafta ise Türkiye’nin her geçen gün ağırlaşan problemleri… Dolayısıyla bu saatten sonra eğer iktidar yolun bir yerinde “ben oynamıyorum” derse, topluma bu tavrını izah etmesi hiç kolay olmayacaktır.
Unutmayalım 31 Mart başarısının özgüveniyle hareket eden CHP, hiç alışık olmadığımız ve de o bildiğimiz geleneksel ezberlerine hiç benzemeyen bir CHP ile karşı karşıyayız. Biliyoruz ki toplumun hafızasında hala geçmişin izleriyle yer alan CHP, daha çok ideolojik kalıplara göre siyaset üreten bir anlayışın temsilcisiydi. Oysa şimdi yeni CHP geniş kitlelerle buluşmayı merkeze alan bir siyaset yürütüyor. Burada hakkaniyetli olmak adına, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ adımlarını yeni CHP’nin daha da zenginleştirdiğinin altını özellikle çizmek gerekiyor.
Aslında CHP’deki bu değişim çizgisi, AK Parti’nin de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin konforlu ama siyasetsiz alanından kurtararak sahici bir siyaset anlayışına evrilmesine katkı sağlayabilir. Ancak MHP’den gelen küskünlük mesajlarının, yumuşama rüzgarlarının önünü kesme tehlikesi çok büyük. Zira Bahçeli şuana kadar Türkiye’nin önünü açacak her pozitif adımı, zaman zaman şarkılar, türküler, zaman zaman da “Allah bana yeter” yazılı yüzüklerle itibarsızlaştırmayı çok iyi başardı.
Kuşkusuz bu tür küçük siyaset oyunlarından MHP’nin pek fazla bir kaybı olmaz, dolayısıyla eğlencesine devam edebilir. Ama AK Parti ve CHP ‘yumuşama rotası’ndan saparsa, siyaset de Türkiye da kaybeder.
Bu millet, Bahçeli nin 2002 yılında bir gün aniden erken seçim ilan etmesinin, 2015 haziran seçim akşamı, erken seçim istemesinin, 2016 yılında rejim değişikliğine neden olan anayasa değişikliği ve AKP ye koşulsuz destek vermesinin nedenini hiç bir zaman öğrenemedi, sanırım öğrenemeyecekte. Bu radikal işlerin memleket sevgisi ile Türkler kendi ülkesinde üçüncü sınıf hale geldiğine göre milliyetle de ilgisi yok. 2015 te koalisyon yapsaydı 15 temmuz olurmuydu? Rejim değişmezdi. MHP kimin taşeronu?
Yanıtla (9) (3)2015 te koalisyon yapsaydı 15 temmuz olmazdı demiş arkadaş. Doğru Fetö terör örgütü o zaman darbe girişiminde bulunmaya ihtiyaç duymazdı. Çünkü Fetö o durumda devleti ele geçirmiş olurdu. Fetö tasfiye edilemezdi. Siz de Fetö terör örgütünün tasfiyesinden rahatsız oldunuz heralde. Fetö terör örgütünü Tayyip Erdoğandan başka kimse tasfiye edemezdi.
Yanıtla (2) (0)Karar'ı ve yazarlarını demokrasi ve hukuk mücadelesine verdikleri destek için kutluyorum.
Yanıtla (0) (0)Erdogan,15 sene sonrasinda Italya'da G-7 zirve toplantisina katildi. Ümid ediyoruz, tesadüfen orada Jo Biden'e rastlar
Yanıtla (1) (1)Joe Biden "Hi Erdogan" diye selamlarsa cok seviniriz. Cünkü
Mayis'ta ABD ziyareti "suya düstü" neden ,nicin ABD cevap vermek zahmetine katlanmadi..Artik hic degilse Joe Biden
"Hi Erdogan" derse gönlümüzü kazanir,bizi bahtiyar eder (!)..
İktidar ve gastecileri sadece paramızı alıp lüks içinde yaşıyorlar. Boş zamanlarında da memleketle ilgileniyormuş gibi tvlerde gece gündüz ultra şık hayatlarını sergileyerek
Yanıtla (0) (0)program üstüne program yapıyorlar. Tek yaptıkları tvde program yapıp gevezelik etmek.
AKP nin yumuşama bahanesi ile CHP'yi kandırması olanaksızdır. AKP, MHP ve CHP arasına sıkıştırıldı. Buradan çıkış yolu yok. Türkiye'nin kadim partileri, AKP'ye, ya imana gelirsin, ya da seni siler atarız diyorlar. Bu arada CHP ve MHP arasındaki sözde kavgaya da kimse kanmasın. Bu iki partinin de ana tabanı Atatürk Cumhuriyetinden yanadır. Türkiye sahipsiz değildir, olmayacaktır. AKP, CHP yakınlaşmasından, güçlenen bir AKP çıkacağını umanlar hayal görüyor.
Yanıtla (1) (1)Yazının başılığana cevaben; Ama bizim MHP ye ve AKP ye hiç ihtiyacımız yok . Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Akp, güzel konuşup, sadece kötülük yapar. MHP hiç bir şey söylemeden kötülük yapar. Örn; 2001de 2015 te neden durup dururken erken seçim istedi. 2016 da neden rejimi RTE ye uydurmak istedi, neden TC vatandaşını 3. sınıf haline getiren bu hırsızlara, TC düşmanlarına bu kadar yıl koşulsuz destek verdi ? bilen varsa açıklasın.
Yanıtla (7) (0)Ben cevap vereyim. Çünkü MHP nin özü bu. Kuruluş amacı bu. Bu güne kadar yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Az şey mi mhp sayesinde ne kadar mafya babası varsa resmen kişiye özel kanunla hapisten afla çıkarıldı. Daha ötesi var mı?
Yanıtla (2) (0)Yumuşama MHP ye yarar mı sorusunun yanına AKP ile birlikte hareket etmek CHP ve AKP ye yarar mı sorusunu sormak gerek. Böyle bir ittifak olduğunda oy almak ve insanların hükümeti eleştirmesini engellemek için kullanılan CHP ye yüklenen ve bir kısmı gerçeği temsil etmeyen söylemlerin getirisi devam eder mi? AKP'nin hukuki sitemde ve ekonomide verdiği tahribatı görüp CHP ye yönelen kitle yerinde kalır mı?...
Yanıtla (0) (0)Yarsalar gibi karanlıktan beslenen çok insan var. en büyük korkuları aydınlık.
Yanıtla (2) (0)Yıllarca milletin yarıdan fazlasına hain .......denilecek sonra devran dönecek ,son bi daha.. son yola baş vurulacak normalleşme , yumuşama diye ....bizleri de yumuşamaya çalışılıyor. yok, kim buna inanıyorsa yanılıyordur.
Yanıtla (4) (0)her şey ortada enflasyon ,ahlak , eğitim ,adalet ......
bir önceki yıla göre ÇOCUK ÖLÜMLERİ dahi artmış......
muhalefet , sen neyin peşindesin?
Bahçeli saray mutfağına alıştı. Kemik suyuna tirit zoruna gider.
Yanıtla (10) (1)Mehmet Bey onemlı olan ulke menfaatı goruslerınıze katılıyorum
Yanıtla (2) (0)Türkiye bir Hukuk devletidir, biz sadece hukukun emirlerini yerine getiriyoruz.Bu sözleri söyleyen Erdogan dün Ispanya'da basin mensuplarinin sorusu üzerine böyle bir cevap verdi.Ispanya Basbakani Sanchez gülümsedi, Erdogan'nin yüzündeki ifade ise
Yanıtla (6) (0)cok dikkat cekiciydi,"ates püskürdü" denilir..Erdogan'a soru sorulmaz bunu hala ögrenemeyen gazeteciler ortalikta dolasiyorlar.Soru sormasini bilen "cici gazetecilere" bedava seyahat, RTE'nin ucan sarayi Boeing 747'le ucarlar !..
Onemli bir sebep var: Yolsuzluk Ekonomisi. Bu Ekonomi Modeli devam ettigi muddetce(ki devam ediyor) Hicbir sey duzelmez, daha da kotuye gider. Sn Babacan Diyor ki: 2024 butcesinde 41 Milyar Dolar Faiz odemesi var, bu gercek dikkate alinmadan hangi yumusama(o da cambaza bak numarasi degilse) ne ise yarar? Sn Ozel bunun farkinda degil mi???
Yanıtla (4) (0)Önceden FETÖ için “ne istedilerse verdik” diyen sözüm ona asrin lideri, bir çok kurumu önce baska tarikatlara sonra MHP gurubuna verdi. “Süslü Súlo” bosuna mi bakan oldu. Tüm degerler, kutuplasma, TC kurum ve kuruluslari darbe tesebbüsü sonrasi yerle yeksan oldu. Bunu gören yok mu?
Yanıtla (8) (1)İlk seçim yaklaşınca seçime 1 yıl kala reis yine ortamı iyice gerip sertleştirir siz hiç merak etmeyin, şu an önemli olan Özgür Bey'i ve Chp seçmenini kandırıp hem anayasa değişikliği ile 4.kez aday olabilmek hem de İmamoğlu'nu oyun dışı bırakmak, yani kısaca ikinci Baykal vakası yaratmak
Yanıtla (8) (2)Oldum olası bu Mhpnin derin ve sinsi yanlarından hareketle bu siyasi oluşumun Türkiyenin yararına olmayan bir oluşum olduğunu sezmişimdir.Hem bu laikçilik Atatürkçülük ile müslümanlığı birleştirme ameliyesi dürüst bir siyaset değildir.Sanki Mhp başka medeniyetlerin gizli ajandasını yürüten bir hareketmiş gibi geliyor bana.Pek de güven vermeyen,netameli olmayan bir görüntü veriyor.
Yanıtla (10) (1)Bahçelinin AKP ye siz bunların hepsiyle geniş tabanlı bir ittifak kurun biz yine cumhur ittifakına bağlı kalırız mealinde dalgasını geçiyor ve biliyor ki olmayacak çünkü senaryoya katkısı çok büyük. Bu gidiş gidiş değil
Yanıtla (7) (0)Sayın Ocaktan, yumuşama ve normalleşme bir oylama oyunundan ibaret olduğunu bilmeyen kalmamıştır. Senaryoyu yazanın belli olmadığı ancak oyuncuları belli olan bu oyunun kötü karakterini bahçeli çok güzel ironi katıyor. Biz ise sadece aval aval izliyoruz.
Yanıtla (4) (1)Yumuşama ve Normelleşmeyi kabul etmeyen Bahçeli bir sayfalık yazısı ile Erdoğana Muhtıra verdi.
Yanıtla (5) (1)